Web3, birçok alanda etki yaratmakla kalmadı, aynı zamanda dijitalin sanatla kesiştiği kavramlardan biri oldu. Birçok sanatçının odağına yerleşen bu kavram, sanatın özgürleşmesi, kişisel hakların korunması ve koleksiyonerlik alanında yenilikler doğuruyor.
2021 yılında Beeple’ın “The First 5000 Days” adlı dijital eserini 69 milyon dolara satması, Web3 sanatının merkezi olan NFT sektörünün birçok insan tarafından fark edilmesini sağladı. Bu satışın ardından başta OpenSea olmak üzere birçok NFT pazarında kullanıcı ve sanatçı sayısı artmaya başladı.
Yuga Labs’ın ürettiği “Bored Ape Yacht Club” koleksiyonunu bilmeyen yok. Maymun tasarımlarından oluşan bu işler oldukça ilgi gördü. Koleksiyona dâhil işler Justin Bieber, Gwyneth Paltrow gibi birçok ünlü tarafından satın alındı.
2023’te ise, Bitcoin fiyatının düşmesinin de etkisiyle, NFT pazarındaki sanat eserlerinin değeri oldukça düştü. BBC News’de 10 Kasım 2023’te yayımlanan haberde, “Bored Ape NFT’lerin taban fiyatı, ulaştığı en üst değer olan 268 bin dolardan 56 bin dolara geriledi.” ifadesi yer alıyordu.
Ancak Web3’ün sanatla bağının NFT pazarındaki fiyat hareketliliğinden ibaret olmadığını gün geçtikçe daha iyi anlamaya başladık.
Web3 Dünyasında Sanat Ortamı
Sanatçı Ender Diril: “NFT sanatçısı, eserlerini Web3 platformları üzerinde de sergileyen kişi olarak tanımlanabilir.” diyor. Global kripto borsalarında (Örneğin OKX) mutlaka bilinmesi gereken NFT sanatçılarıyla ilgili listeler yapılmaya başlandı. Yani yepyeni bir sanat ortamından söz ediyoruz.
Sanatçıların pek çoğuna göre Web3’ün en öne çıkan yanlarında biri, şeffaf olması. Kimin ne kadar kazandığı, kimin hangi işi satın aldığı her zaman açık ve net şekilde görülebiliyor. Bu durum da gizli-saklı kalmayan, sanatın değerinin gözlenebildiği bir yapının inşa edilmesi demek.
Müzik ve Film Endüstrisinde Web3
Ünlü müzik haberleri platformu Rolling Stone’a göre “İster sevin ister nefret edin, bugün NFT’ler müzik sektörünü yeniden tanımlıyor. Sahiplik, para kazanma ve hayran katılımı konularında yeni bir yaklaşım söz konusu.” Ayrıca devler de bu ligde artık! Warner Music Group ve Polygon Labs, Web3 ve müziğin kesiştiği alanı güçlendirmeyi amaçlayan yenilikçi “Web3 Music Accelerator” programını sürdürüyor. Bu projede de amaç merkeziyetsiz ve adil bir müzik dünyası oluşturmak!
Harvard Business Review’den Alex Tapscott ise “Web3 Could Change the Business Model of Creative Work” adlı makalesinde “Teknoloji, yaratıcı endüstrilerin uzun süredir devam eden iş modelini altüst etmekle kalmıyor, sanatçılar için yeni bir model oluşturmakla ilgili fırsatlar sunuyor.” ifadesini kullanıyor.
Diğer tarafta ise film endüstrisi var. Bu sektörde de topluluk oluşturmak ve özel içeriklerle para kazanılması aşamasında Web3 teknolojisi kullanılıyor. Örneğin bir filmin kopyasını NFT olarak tanımlamak ve korsan tehlikesini aşmak mümkün.
Eh hukuki meseleleri, örneğin Tarantino’nun NFT projesini de es geçmeyelim. Miramax’ın ünlü yönetmene açtığı dava nedeniyle bu heyecan verici proje şu an rafta gibi görünüyor! Ancak söz konusu dava, bir filmin yönetmene mi yoksa yapımcıya mı ait olduğu sorusunu gündeme getirmesi nedeniyle oldukça önemli. Çetrefilli bir konu ve ben kesinlikle yönetmenin tarafındayım!
Söz konusu gelişmelere bakılırsa Web3, büyük sektör öncülerinin değil, sanatçıların tarafında. Yeni bir şeyler oluyor, sanatçılar heyecanlı! Peki, sektör gerçekten dönüşecek mi? Bence bu sorunun yanıtı “kuşkusuz, evet”. Köklü, şaşaalı finans sektörünü bile sarsan Web3, sanat sektörünü neden şekillendirmesin ki!